İlk, orta ve liise eğitimimi İstanbul / Kadıköy yakasında tamamaladım. Hayatım boyunca İstanbuldan ayrılmadım ve ayrılmayı bir an olsun düşünmedim. Tam bir İstanbul aşığıyım. Ailem üniversite eğitimi için şehir dışına göndermekten çekindiler ve bu vesile ile Anadolu üniversitesi (Açık öğretim Fakültesi) işletme okudum. Evliyim ve iki erkek çocuk annesiyim. Bu süreçte TV. Spikerliği yaptım.
Annemin kanser olması ve oğluma bakacak kimsem olmaması sebebiyle bu alandaki işime nokta koymaya karar verdim. Daha sonraki süreçlerde eşimle birlikte çalışmaya başladım. Annemin hastalığı bana, on yıl süre boyunca, hastahane ve koridorlarında sağlık alanında eğitim verdi diyebilirim.
Edebiyata yatkınlığım çok küçük yaşlarda başladı. Bulduğum her kağıda bir şeyler karalardım çocukluğumda. Lisede edebiyat öğretmenimin dikkatini çektim. Tam bir kitap kurduydum. Okumak en büyük eğlencemdi. Bu konuda yalnız da değildim tabi.. Ağabey ve ablalarımın oldukça zengin kütüphaneleri benim hazinem olmuştu. Bu yüzden edebiyattan felsefeye hatta bilime kadar uzanan geniş bir yelpazede her türlü eseri okuma fırsatı buldum. Sonrasında da yazma aşkı; yalnız evlilik ve çocuklar da araya girince kendi kabuğumda, yazdıklarımı kendime saklama aşamasında kaldı. Yıllar sonra edebiyat öğretmenimle bir vesile ile buluştuk. İlk dediği şey, “ Sen neden yazmıyorsun? Ben seni başka yerlerde hayal ediyordum.” İşte bu sözler, tekrar yazmama daha doğrusu yazdıklarımı su yüzüne çıkarmama neden oldu.
Her insanın hayatında yaşanmış bazı acı olaylar vardır elbet. Benimkinin, toplumsal, kanayan bir yara olması vesilesi ile, kanser ve kanser hastası yakını olmayı iliklerine kadar tatmış bir insan olarak, öğrendiklerimi kendime saklamanın haksızlık olduğunu düşündüm. Ve “Kanatsız Melekler” adlı eserimde, hasta ve yakınlarına sağlık çalışanlarına ışık olmak istedim. Bir olayın içindeyseniz, maalesef bazı gerçeklere kör olursunuz. Dışarıdan bir göz birçok şeyi daha aydınlık görebilir. Ailemde yaşanmış bu talihsizlikleri kaleme alma nedenim, ülkemizin yetişmiş ve yetişmekte olan, sağlık çalışanlarına bir çağrı niteliğindedir. Yaptıkları ve yapacakları işin kutsallığını bir kez daha hatırlatmak ve yapılan hataları göstererek, yanlışları minimuma çekmekten başka bir amaç taşımamaktadır.